- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Mimar Sinan’ın kullandığı Horasan harcı yüz senelerdir mimari yapıları ayakta tutmayı başardı. Üstat Mimar Sinan da yüz seneler süresince ayakta kalan eserlerinin birçoğunun yapımında Horasan harcı kullanmıştı. Bu yöntem ihtimaller içinde İstanbul depremine karşı mimari yapıları korumak için kullanılacak. Osmanlı İmparatorluğu’nun Ayasofya başta olmak suretiyle camilerde, köprüler ve çeşitli yapılarda çoğunlukla kullandığı ‘Horasan harcı’ yöntemi uygulandı. Kültür ve Gezim Bakanlığı, tarafınca son olarak Galata Kulesi’nde güçlendirme emek harcamaları için Horasan harcı kullanıldı. Horasan harcını öteki tüm zamanı eserlerin restorasyonlarında da uygulamaya başladı.HORASAN HARCI YÖNTEMİ NEDİR?
Zamanı Horasan harç ve sıvaları tuğla kırığı, tuğla tozu, kiremit ve benzeri malzemelerin bağlayıcı olarak ise kireç ile karıştırılması ile elde edilir. Kısacası tuğla, kiremit şeklinde pişmiş toprak malzemeleri dövüp eleyerek elde edilmiş tozun, kireç ve su ile karıştırılması sonucu elde edilmiş harç. Bu harç ve sıvalar tuğla kırıklarının puzolonik özelliğe haiz olmasından dolayı hidrolik olup, horasan harç ve sıvaları olarak da bilinmektedir. Kireç kullanılmadan ne kadar bekletilirse harç o denli sağlam olur.
Osmanlıların fazlaca kullandığı bir harç çeşididir. Bizans’ta da su geçirmezlik özelliği sebebiyle sarnıç, su kuyusu, su kemeri, hamam vb. yapılarda kullanılmıştır. İçine çeşitli katkı maddeleri (yumurta akı, incirin sütlü suyu, domuz yağı vb. ) katılarak da kullanıldığı çeşitli yerlerde geçiyor. Elastikiyeti devasa yükseklikte olan bu harç, zelzele anında en mühim koruma görevlerinden birini üsleniyor. Bu harç ve sıvalar tuğla kırıklarının özelliğinden dolayı suya oldukça dayanıklı.
HORASAN HARCI KULLANILAN MİMARİ YAPILAR
Bu tür bir harcın kullanımı, Mimar Sinan’dan sonraki tarihlerde de devam etmiştir. Mimar Sinan’ın bazı kaynaklara nazaran sayıları 477’yi kabul eden fakat birçok kaynağın karşılaştırılması sonucunda bu sayının 312 olduğu belirlenen bu eserlerinden bazılarının adları ve yapıldığı tarihler şunlardır:
-İstanbul’da Haseki Hürrem Sultan Külliyesi, 1539
-Üsküdar Mihrişah Sultan Külliyesi, 1548 ile Şehzade Külliyesi 1555,
-Beşiktaş’taki Sinan Camii, 1556,
-Topkapı’daki Kara Ahmet Paşa Camii, 1558,
-Fındıklı’daki Molla Çelebi Camii, 1561,
-Babaeski’deki Cedit Ali Paşa Camii, 1565,
-Kadırga’daki Sokullu Mehmet Paşa Camii, 1572,
-Eminönü’ndeki Rüstem Paşa Camii, 1562,
-Karapınar’daki 2. Selim Külliyesi, 1564,
-Lüleburgaz’daki Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, 1570,
-Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Camii, 1562,
-Piyale Paşa Camii, 1574,
-Edirne’deki Selimiye Camii, 1575,
-Havsa’daki Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, 1577,
-İstanbul Azapkapı’daki Sokullu Mehmet Paşa Camii, 1578,
-Eyüp’teki Zal Mahmut Paşa Camii, 1580,
-Tophane’deki Kılıç Ali Paşa Külliyesi, 1581,
-Ilgın’daki Lala Mustafa Paşa Külliyesi, 1581,
-Üsküdar’daki Atik Valide Camii, 1583 ve Muradiye Camii 1586
-Uzun Kemer, Müderris Köyü Kemeri, Mağlova Kemeri, Güzelce Kemeri, Çekmece, Silivri, Sinanlı, Sultan Süleyman ve Drina Köprüleri